
“Şiddete uğramak canımızı çok yakıyor”
Futbolda uzun yıllardır üst klasman hakemliği yapan ve geçtiğimiz günlerde hakemliği bıraktığını açıklayan Emre Öztaşlı, son dönemde hakemlere karşı sözlü, yazılı ve fiziksel şiddetin arttığını belirtti.
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Futbolda uzun yıllardır üst klasman hakemliği yapan ve geçtiğimiz günlerde hakemliği bıraktığını açıklayan Emre Öztaşlı, hakemliği bırakmış olsa da, futboldan kopamayacağını söyledi. YENİDÜZEN’in ödüllü röportaj serisi ‘Sporun İzinde’ yazı dizisinin bu haftaki konuğu olan Öztaşlı, hakemlik kariyerindeki unutamadığı anıları ve bundan sonraki hedeflerini anlattı.
Son dönemde hakemlerin hem fiziksel, hem de sözlü şiddete maruz kaldığını söyleyen Öztaşlı, “Tabii ki hakem hataları konuşulacak, tartışılacak ve biz de bunlardan ders çıkaracağız. Karakterimize, kişiliğimize herhangi bir saldırı yapılınca bu bizi üzüyor ve çok etkiliyor” dedi.
Hakemin de insan olduğunu ve anlık karar verdiği içim hata yapma oranının yüksek olduğunu anlatan Öztaşlı, bir hakemin maçın skoruna etki etme durumunun çok kötü bir durum olduğunu anlattı.
Emre Öztaşlı, maç içerisinde yanlış verilen bir kararın o an da kalması gerektiğini ve maç oynanırken o pozisyonu aklından çıkarması gerektiğini de söyledi. Aksi takdirde, hata yaptığını düşünerek, daha fazla hatalı karar alınabileceğini sözlerine ekledi.
Öncelikle sizi kısaca bir tanıyalım.
“Ben Emre Öztaşlı, 1978 doğumluyum İzmirliyim. Ege Üniversitesi mezunuyum. Hakemliğe 1995 yılında Hasan Ceylan hocamızın eğitiminde ders alarak başladım. Hakemliğe başlamamın sebebi ise dayımın Affan Arif Erol’un o zamanlar milli hakem olmasıydı. 2008 yılında şirketimin beni buraya bir yıllığına tayin etmesiyle başlayan ve tam 17 yıldır evimiz olan adamızda hayatımızı sürdürüyoruz. Şu anda özel bir sektörde satış müdürü olarak görev yapmaktayım. İki tane kızım birisi 15 diğeri 12 yaşında, eşim Şenay da hemşire olarak görev yapmakta.”
“Futboldan kopamayız”
Hakemlik kariyerinize nokta koydunuz. Bundan sonraki süreçte yine futbolun içinde olmak istiyor musunuz, kararınızın nedeni nedir?
“Evet hakemlik kariyerime nokta koydum, benim için de biraz duygusal anlamda zor oldu. Ama belli bir yaş seviyesine çıktıktan sonra ve sakatlıklar olunca idman ve kondisyonda problemler yaşayabiliyoruz. Bu yüzden dolayı iyisiyle kötüsüyle, hatalarımız da, doğrularımızla koca bir hakemlik kariyerinin noktaladık. Bundan sonra federasyon başkanımız ve MYK başkanımız bir görev verirse elimizden geldiğince yapmaya çalışırız, tabii ki birazcık dinlenmek lazım. Bu saatten sonra da futbolun içinden kopamayız yeni gelen arkadaşlarımıza görevli olmasak bile maç izlemeye gittiğimiz zaman elimizden geldiğince maç içerisindeki doğrularını yanlışlıklarını naçizane bahsedebiliriz.”
Hakemlik kariyerinizde en unutamadığınız maç hangisiydi?
“Unutamadığım maç çok, çünkü o kadar çok yani binlerce maça çıktım. Mesela İzmir'deyken en unutamadığım maç hakemliğimin 2. yılında idmandan çıkmışız maçlar eskiden statta duvarlara asılırdı ve herkes orada maçlara bakardı. Ben de tüm maçlara bakarken birden ismimi o zamanın en meşhur hakemi Oğuz Sarvan ve Münir Takpak hocalarımızla beraber 3 hakem olarak kendimi gördüm. O zaman çok heyecanlanmıştım, bayağı bir konuşulmuştum. Kıbrıs'ta ise Bostancı Bağcıl – Küçük Kaymaklı maçı vardı maçın hakemi Fehim Dayı’ydı ben de yardımcısıydım. Maçın bir bölümünde yanından orta yapılırken ben de ofsayt almışım yanındaki oyuncu birden düştü ben de refleksle baktığım zaman arkadaki oyuncunun bir hareketini görmedim ama diğer oyuncu Bostancı Bağcıl oyuncusu acı içinde kıvranıyordu. Tabii görmediğim için herhangi bir uyarıda bulunamadım tribünden bayağı bir ses geliyordu çünkü arkamda Bağcıl seyircisi vardı, sadece bir göz ucuyla bakayım dedim tribünde kimse kalmamıştı hepsi arkamda sinirli bir şekilde tezahürat yapıyorlardı. Ama onlar çok, hepsini anlatmaya kalksak de kitap olur.”
“Yapılan hata skoruna etki ederse o gece uyku tutmaz”
Bir hakem oyunun sonucunu istemeden etkileyebiliyorsa ruh hali nasıl olur?
“İstemeden hata yapılması ve hakemlik dünyanın en zor işi. Anında bir karar veriyorsunuz. Nabzın ve tansiyonun yüksek olduğu bir noktada gözlerinizle doğru pozisyondaki doğru yere bakıyorsunuz. Bu çok büyük bir meziyet. Burada tecrübe konuşuyor çünkü pozisyonu eğer maç içerisinde yanlış olduğunu sonraki süreçte hissettiyseniz, muhakkak aklınızdan maç bitene kadar çıkarmanız lazım. Çünkü insanoğlu hatayı telafi etmek için başka hatalar yapmak durumunda kalır. Bu da daha büyük zararlar verir. Evde maç programlarında, pozisyonları izlediğimiz zaman bir hatayı fark edince eğer skor değiştirmediyse bir sıkıntı yoktur. Ama bir skor değiştiren pozisyon ise o gece pek uyku tutmaz. Bizim için en önemli nokta ceza sahası içi. Burada hata yapmadığımız sürece nerede hata yaparsak pek önemi olmuyor. Bir taç atışı, bir köşe vuruşu, bir de sarı kart bunların üstesinden gelinebilir, ama ceza sahası içi en önemlisi...”
“Üslup çok önemli...”
Sezon içerisinde belli dönemlerde hakem hatalarının konuşuluyor olması, o süreç içerisinde performansınızı nasıl etkiledi?
“Futbolun en önemli paydaşlarından birisiyiz, ama en zayıf halkayız. Tabii ki hakem hataları konuşulacak, tartışılacak ve biz de bunlardan ders çıkaracağız. Karakterimize, kişiliğimize herhangi bir saldırı yapılınca bu bizi üzüyor ve çok etkiliyor. Yoksa biz de insanız, eleştirilerden her zaman ders çıkarmayı biliriz ama üslup çok önemli.... Maç içinde ne yaşadığımızı, oyuncularla diyaloğumuzu, oyuncuların bize karşı tutumunu, yedek kulübelerinin bize karşı tutumu davranışlarını kimseyi bilmiyor. Bazen biz de etkilenebiliyoruz, etkileyebiliyoruz. Çok şükür bana karşı, hepsi sevgi ve saygı içerisindeydi.”
Size göre ülke futbolumuzun en büyük eksikliği nedir, nasıl çözülür?
“Futbolumuzda bence en büyük eksiklik altyapılar... Buradaki en büyük problem dışa açılamamamız. Türkiye’deki takımlarla bile maç yapamıyoruz. Herhangi bir yere bağlı olmadığımız için dışarıdan para akışı da gelmiyor. Biz hep kendi yağımızla kavruluyoruz. Son zamanlarda birkaç kulüp altyapıya önem verdi. Çok doğru bir adım ve bunun devamının gelmesini dilerim. Hakemlik açısından da maalesef çoğu sahada soyunma odalarımız içler acısı. Çok kötü şartlarda hazırlanıp, konuşmalarımızı yapıyoruz. Sahalara pek önem vermiyoruz, sadece takımı oluşturup, sahaya çıkıp maç yapmak bence önemli değil.
“En zayıf halkayız, herkes bize yükleniyor”
Hakemlere karşı gerek sözlü, gerekse fiziksel şiddet son dönemde artmış durumda. Size göre bu konuda nasıl tedbirler alınmalıdır?
“Fiziksel ve sözlü şiddet bizim canımızı çok yakıyor. Zaten belli bir yıl, belli bir tecrübeden sonra tribündeki küfürleri falan duymuyorsunuz ama asıl konu hayatımıza giren sosyal medyada daha sonraki yazılan yazılar. Maalesef burada ölçü ve sınır yok. Tabii ki herkes bir taraf, kendi kulübünü takımını iyi veya kötü desteklemek isteyecek. Dediğim gibi, en zayıf halka biz olduğumuz için herkes bize yükleniyor. Sosyal medyada sözlü yazılımlarda genç veya tecrübeli fark etmiyor herkes yazıyor. Fiziksel şiddete ise maalesef genç arkadaşlarımız maruz kalıyor. Düşünün ki, o genç arkadaşlarımızın daha tecrübesi hiç yok. Maç içerisinde çok enteresan pozisyonlar olabiliyor. Çocukların buna karşı reaksiyon hızları yavaş olabiliyor bize göre. O yüzden dolayı takımın aleyhine kararlar çıkabiliyor. Burada genç arkadaşlarımıza destek olmamız lazım herkes hata yapar, biz de zamanında çok hata yaptık ama, tecrübe kazanarak bu arkadaşlar daha iyi yerlere gelebilecek. Yoksa birkaç yıl sonra alttan yetişecek bir arkadaş bulamayacaklar.”
Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
"Türkiye'den ilk geldiğim zaman maçlarda biraz sert, biraz da fazla otoriterdim. Sonra bir baktım hakkımda şikayetler geliyor, o zaman Mehmet Özbelgehan hocam vardı, bana ‘Ada küçük bir yönettiğin takımı birkaç hafta sonra tekrar yöneteceksin daha ılımlı ol’ dedi. Çünkü Türkiye'de o kadar çok takım vardı ki, bir çıktığımız takıma belki 6 ay belki de hiç çıkmıyorduk. Tabii sonra Mehmet hocamızın söylediğini dikkate aldım. Kıbrıs'ta herkes birbirini yolda görüyor. Herkes birbirini tanıyor. Ben hakemlik sayesinde çok arkadaş tanıdım, bilinirlik kazandım. Bunu hayatta yadırgayamam. Hakemlik bana çok şey kazandırdı. Ama en güzeli tabii ki maç içerisinde bize isteyerek veya istemeyerek saygı duyuyorlar, ama dışarıda yolda yürürken, bir yerde yemek yerken eğer birileri gelip size selam sevgi ve saygı sunuyorsa ondan ötesinde bir şey yok en güzel şey bu. Futbolumuzun içindeki insanların hiçbir zaman bana karşı sevgi ve saygılarını esirgemeyeceğini düşünüyorum. Biz zaman futbolcularla söyleşi yapılmıştı ve ben en sevilen 3 hakemin arasındaydım. Çok gurur duymuştum. Bu arada aileme de değinelim birazcık. Hakemlik zor bir meslek hafta içi idmanlar, hafta sonu 2 gün maçlar ve bu maçlarda günün tamamı maçı hazırlık ve maç bitimine kadar günü bitiriyoruz. Tam 17 yıl eşim ve çocuklarından hafta sonları bir şey yapamadan geçti zaten hafta içi işimizle meşguldük. O yüzden gerçekten en büyük fedakarlığı ailemiz yapıyor onlar bizden daha vefakar. Burada eşim Şenay kızlarım Azra ve Aslı ya benim hep arkamda durdukları için bana güç verdikleri için sonsuz teşekkür ederim. İyi ki varlar. Onların gücünü her zaman arkamda hissettiğim için kendini çok şanslı hissediyorum.”
Editörün Notu:
Gururluyuz
YENİDÜZEN’de her hafta yayınlanan ‘Sporun İzinde’ yazı dizisi, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nin “Medya Başarı ve Teşvik Ödülleri” kapsamında, bu yılın ‘Spor Röportaj’ ödülüne layık görüldü. Bizleri kırmayıp bu röportajları yapmamıza vesile olan sporun içindeki tüm paydaşlara ve bizi takip eden okuyucularımıza teşekkürlerimizi iletiyoruz. YENİDÜZEN Spor Servisi olarak ülkemiz sporuna yön vermeye devam edeceğiz. Mutlu ve gururluyuz...

HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.