“Bundan sonra bir yabancının da tartışılması gerekiyor”

“Bundan sonra bir yabancının da tartışılması gerekiyor”

Aksa Süper Lig’de geride kalan hafta GEÇİŞ OYUNU’nda Burhan Gürkan, Haldun Oktay ve Coşkun Ulusoy ile değerlendiriliyor

A+A-

Haldun Oktay: “Habersiz giden yabancı oyunculardan sonra bana göre 1 yabancının da tartışılması gerekiyor. Eğer üç tane takım yarı sezonda bu kadar zarar görüyorsa bu işten, bana göre yabancıların da tartışılması gerekiyor”

 

İkinci yarı geride bıraktığımız hafta sonu başladı. Şampiyonluk mücadelesi veren takımların son durumunu gördük. Yarışı sonuna kadar kimler götürebilecek durumda?

gecis-mtg-004.jpg

Alınan sonuçlar ve kadrolara baktığımız zaman şu anda ilk beş sırada yer alan takımın kesinlikle ligi sonuna kadar götürebileceğini düşünüyorum. Mağusa Türk Gücü’nün bayağı kadro yapısı avantajı var. Doğan Türk Birliği de aynı şekilde. Özellikle bu iki takımın Gönyeli, Yeşilova ve Lefke’ye göre kadro derinliği, alternatifleri, rotasyon şansı daha fazla. Ama Gönyeli, Yeşilova ve Lefke de son haftaya kadar bu yarışın içerisinde olacak diye düşünüyorum.

 

Ben en büyük aday olarak Mağusa Türk Gücü’nü görüyorum. Hem kadro bakımından, hem kadro genişliği, hem de yetenekli oyuncu ve yabancı kalitesi açısından. Diğer ekiplerin MTG gibi kadro yeterliliği ve tecrübesi de yok. Çok fazla gideceğine inanmıyorum onların ama pandemi döneminden çıkıldı, tüm takımlar kendi gücünde değil. Her an sürprizler de karşımıza çıkabilir.

 

Burhan Gürkan: MTG ve DTB’nin mücadeleyi sona kadar taşıyacağını düşünüyorum

Kadro genişliği olan takımlar daha uzun soluklu götürebilecek bu yarışı. Bu yapı da şu anda Mağusa Türk Gücü ve Doğan Türk Birliği’nde var. MTG’de kadro kalitesi avantajı da büyük. Yetenek bakımından da avantajları var. Doğan Türk Birliği’nin ilk devrede sakatlık ve Covid-19’dan mustarip olmasına rağmen zirve yarışından kopmadığını gördük. Geniş kadronun artıları bunlar. Bu iki takımın mücadeleyi sona kadar taşıyacağını söyleyebilirim.

 

2. Girne Halk Evi kendi isteğiyle yabancı oyuncu tercih etmedi. Türk Ocağı ve Cihangir'de ise yabancılar adadan ayrılarak geri dönmedi. Bu durum bu takımları nasıl etkiler?

gecis-mishali.jpg

Ayrı bir pencere açmak isterim; Girne Halk Evi’nin bu saatten sonra ligde kalması mucizelere kalmıştır. Girne Halk Evi’nin yabancısız devam edeceği zaten biliniyordu. Bana göre doğru bir karar. O yüzden onlar için yabancısız oynamak sıkıntı yaratmayacaktır. Türk Ocağı küçülmeye giden takımlardan bir tanesi. Zaten 3-4 oyuncunun ara transferde ayrılması, onlarda hedef küçültmeye neden oldu. Yabancının da olmayışı aklımıza “Bu saatten sonra Ocak küme düşmeme mücadelesi verir mi?” sorusunu getiriyor. Aşağıda üç takım ciddi bir kopuş içine girdi ama Türk Ocağı’nı şu şekilde etkileyecek; rutin sonuçlar yani arka arkaya galibiyetler alamayacak. Esas etkilenecek takım Cihangir olacak. Çünkü çok kaliteli bir takım. Toygar hoca devre arası takıma dokundu. İç transferde takviyeler oldu. Mishali takımın ve en fazla gol atan oyuncusu olması ve bir anda bu şekilde bırakıp gitmesi, yerinin de doldurulamaması bana göre belki de zirveye oynayacak bir takım olacaklardı ama bu eksik çok ciddi sorun yaşatacak.

 

Girne Halk Evi kararını vermiş durumda. Yabancıya boşuna para harcamak istemedi bence. Onlar artık önümüzdeki sene, bir alt ligi düşünüyordur. Türk Ocağı da küçülmeye gitti. Son zamanlarda yaşanan olaylar, problemler vardı yönetim ve bazı futbolcular arasında. Türk Ocağı herhalde bu futbolcuların problem yaratacaksa takımda olmalarının anlamı yoktur demiştir. Küçülmeye gittiler. Bu hafta da gördük. Maça iyi başladılar ama sonunu getiremediler. Kaliteli genç ayakları var ama ne kadar taşılar bir muamma. Birkaç hafta içerisinde daha büyük sıkıntılar yaşayabilirler. Cihangir’in yabancısının gelmemesi hücum gücüne büyük darbe vurdu. Mishali iyi bir futbolcu, iyi bir gol ayağıydı. Ama buna rağmen futbolunda bir değişiklik yok. Gol sıkıntısı çekeceğe benziyor ancak tecrübeli ayakları var. Mishali’nin yerini kapatırlar mı göreceğiz. Ama hücumda sıkıntı yaşayacaklardır.

 

Girne Halk Evi’nin ilk devredeki sonuçların ardından yabancı tercih etmemesi gayet normaldir. Plan ve program belli ki gelecek sezona yönelik yapılmaya başlandı. Türk Ocağı’nda ilk devrede gol yükünü çeken dört isim vardı. Bunların üç ayrıldıktan sonra diğer isim olan Candy’nin de ayrılığı skor anlamında onları zora bariz bir şekilde sokacaktı. Yerine aldıkları Joseph’in çok da iyi bir devre geçirmediğini biliyoruz Mesarya’da. Bana göre çok faydalı da olmayacaktı ama en azından ligin havasını bilen bir oyuncu olduğu için katkısı olacaktı takıma. Ocak küme düşme mücadelesi verebilir ama ligden düşmez çünkü şu anda o kredisi var. Ancak rahat nefes almaları bu etkenden dolayı zaman alacaktır. En büyük eksikliği kuşkusuz ilk devrede gol krallığında ilk sırada yer alan Mishali’yi kaybeden Cihangir yaşayacaktır. Ligdeki konumları itibarıyla şampiyonluk zaten hedef değildi ama Toygar hocanın olduğu yerde kupa hedefi hep vardır. O hedefi Mishali’nin eksikliği daha çok olumsuz etkileyebilir.

 

3. Yabancıların habersiz adayı terk etmelerinin önüne geçilebilir mi?

gecis-oyunu-esas.jpg

Yılladır konuşulan bir konu. Bunu ben de teknik direktör olarak çalışırken yaşadım. Lefke’de çalışırken yabancımız maçı oynadı ve bir gün sonra gitti. Allah’tan transferin bitmesine bir gün vardı ve yeri dolduruldu. Bunun için federasyona birçok öneriler sunuldu bugüne kadar. Ama bundan sonra çok radikal kararlar alınması gerekiyor. Bundan sonra bana göre 1 yabancının da tartışılması gerekiyor. Eğer üç tane takım yarı sezonda bu kadar zarar görüyorsa bu işten, bana göre yabancıların da tartışılması gerekiyor. Tek yabancı katkısı ortada. Yüksek ücretler alıyorlar. Buraya aktarılan paraların tamamen altyapılara aktarılması daha doğru olur. Şöyle bir önerim olabilir; Çok ciddi sözleşmeler yapılarak devlet-federasyon-kulüp-futbolcu. Herkes sorumluluğunu bilir. Sözleşmesi devam eden oyuncuların çok ciddi mazeret göstermediği takdirde çıkışlarına önlemler alınabilir. Maç başı ödeme olabilir, sezon sonu hedefleri konabilir. Bunun gibi önlemler alınabilir. Pasaportun alınması insan haklarına aykırı bir şey. Zaman zaman yapıldı ama pek tavsiye etmiyorum.

 

Yabancıların yurt dışına çıkışına engel olmak çok mümkün görünmüyor. Ambargolar altında bir ülke. Pasaportlara el koymak çok da insancıl bir karar olmaz. Ancak yurt dışına kaçan oyuncuların geriye dönüşünü engelleyebilirsiniz. Bu şekilde davranan bir futbolcuyu başka bir kulüp adaya getirdiği zaman lisans çıkarmasına müsaade etmezsiniz. Ceza-i müeyyideler uygularsınız. Kaçmasını engelleyemezsiniz ama caydırıcı önlemler alınması konusunda adımlar atılabilir.

 

Uluslararası alanda tanınmamış bir ülke olmanın sıkıntılarını sadece sporda değil, maalesef hayatın birçok kesiminde çekiyoruz. Yabancı oyuncuların da habersiz adayı terk etmeleri ne ilk, ne de son olacak bundan dolayı. Pasaporta el koyma insan hakları açısından da yanlış bir adımdır. Ancak adadan ayrılan yabancılarla ilgili federasyonun tek başına karar alması yeterli olmaz. Devlet yetkililerinin de burada devreye girmesi gerekli. Buradan ayrılan isimlerin genellikle Türkiye’ye veya Türkiye üzerinden gidecekleri ülkelere gittiğini biliyoruz genellikle. Bu noktada TC makamlarından destek istenebilir ama o da çözüm değil maalesef.

 

Bu haber toplam 979 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.