"Saha kenarındaki sessiz devrim" GPS
Teknoloji, futbolun sadece kalitesini artırmakla kalmadı, oyunun kendisini de değiştirdi. Bir dönem “kalbinle oyna, yüreğini saha koy” denilerek şekillenen futbol anlayışı, artık “veriyle gözlemleyerek yönet” devrine girdi. Sahada topun peşinden koşan futbolcunun performansını artık sadece birkaç göz değil, milimetrik hassasiyetle ölçen cihazlar takip ediyor. Bu cihazların başını ise GPS sistemleri çekiyor.
GPS dediğimiz şey, günlük hayatta kullandığımız konum takibinden çok daha fazlasını sunuyor artık. Oyuncunun ne kadar koştuğunu, ne hızla ivmelendiğini, hangi bölgede ne kadar vakit geçirdiğini an be an analiz edebiliyoruz. Eskiden "çok koştu" dediğimiz oyuncunun ne kadar, hangi tempoda ve hangi anlarda koştuğu artık tartışma konusu değil, veriyle desteklenebiliyor.
Bir teknik direktörü düşünün, elinde maç sonunda sadece skoru değil, her oyuncunun fiziksel yüklenme raporunu, sprint sayısını ve hatta riskli hamleleri gösteren veriler var. Oyuncusunun sakatlığa yaklaşan eşiği bile tahmin edilebiliyor. GPS, artık yalnızca performansı değerlendirmiyor; sakatlıkları öngörüyor, buna karşı önlem alınmasında teknik ekibe ışık tutuyor.
Futbol sahasında artık sadece top değil, veri de çok büyük bir rol oynuyor. Kim ne kadar koştu, nereye koştu, neden koştu... Artık her şey ölçülebilir durumda. Ve bu ölçülebilirlik, futbolda “şansa” pek de yer bırakmayacak gibi gözüküyor. Futbol artık sadece yetenekle değil, veriyle de oynanıyor. Ve bu veri, doğru okunduğunda sahadaki oyunu yeniden yazabiliyor.
Bugünün futbolunda “GPS yeleği” giymeyen bir futbolcu, sahada eksik kalmış, kırmızı kart yemiş bir oyuncu gibi hissettiriyor. Bu yüzden, GPS cihazları sessiz ama etkili bir oyuncu gibi futbolun yeni yıldızı olmaya aday durumda.
Gizli bir güç olarak takımına bunu hemen transfer eden Cihangir takımını, özellikle Başkan Hüseyin Karavezirler’i ve yönetiminin vizyonunu takdir etmek gerekiyor. Yeni bir oyuncu transfer etmek yerine yaptıkları bu akılcı ve yenilikçi yatırımın meyvelerini çok geç olmadan toplayacaklardır. Sadece GPS sistemini getirmekle, aynı zaman da bu konulara çok aşina ve tecrübesiyle kendilerine değer katacak, ülkemizde de birçok iyi işlere imza atmış Türkiye’nin tanınan eğitimcisi Hakan Yılmaz Hoca ve GPS uzmanı Hakan Özgür’ün yetiştireceği tüm Cihangir hocalarının bu noktada rakiplerinden birkaç adımdan fazla öte de olacağı görünüyor.
Bir zamanlar sahada "gözü kara" olan, korkusuzca mücadele eden, deyim yerindeyse tekmeye kafa koyan kazanırdı. Şimdi ise gözü veride olan, yenilikleri doğru planlayarak antrenmanına doğru aktaranların öne çıkacağı bir evreye giriyoruz.