Filiz uzun

Filiz uzun

SABAH SPORU/KOŞUSU VE FAYDALARI

A+A-

Kendimi bildim bileli hep hareketi seven ve çocukluğumdan beri de spor yapan biriyim. Spor yapmak, yapmaktan keyif aldıklarım listesinin neredeyse en başında yer alır. Bir çok sporu denedim, ve  yaptım. Kıbrıs’ta yapılmaya başlanan sporları da ilk deneyenlerden olmuşumdur. Spinning, TRX, Kangoo Jumping, Kaya tırmanışı mesela. İnanmayacaksınız ama boks bile denedim. İnanılmaz keyifliydi hepsi. Bazıları salon sporu olduğundan, bazılarının ise yapmak için partnere ihtiyaç duyulduğundan bırakmak zorunda kaldım.

Oldum olası açık hava sporlarını sevmişimdir. Salonlarda aletlerle yapılan sporu sevemedim bir türlü. Sanırım en uzun 1 ay gitmişimdir salona. O da bisiklet için bacaklarımı güçlendirmek amacıyla.  Açık havada, doğada yürümek, koşmak, bisiklet sürmek ya da denizde yüzmek varken salona tıkınmak bana göre değildi. Gidenleri takdir ediyorum tabi. Birkaç yıldır açık havada ve tek başıma yapabileceğim sporlardan iki tanesini seçip onlarla devam ediyorum. Bisiklet ve koşu. Çocukluk yıllarımdan beri bisiklet sürerim üniversite yıllarında ara verip döndükten sonra tekrar devam ettim. Bisiklet en büyük tutkularımdan biridir. Koşmak da öyle. 

 

SABAHIN ERKEN SAATLERİNDE KOŞMAK

Koşmak uzun yıllardır yaptığım ancak ara verdiğim bir spordu. Genellikle akşam üstleri 30 dk yürüyüş yapıp 30 dk da koşardım. Ancak günün yorgunluğu, tüm gün yenilen, içilenler sayesinde tam olarak istediğim performansı gösteremiyordum. Birkaç yıldır sabahın ilk ışıkları ile uyanıp Lefkoşa Atatürk stadyumunda koşuyorum. Sabah uykularını seven biri olarak söyleyebilirim ki, sabah sporunun size kattıklarını fark ettiğiniz an 1-2 saatlik uykunuzdan feragat ediyorsunuz. Ben kalkabiliyorsam herkes kalkar diye düşünüyorum. Bir süre uyanabildiğim zamanlarda sahaya giderken, son yıllarda  bir rutin koydum kendime ve haftanın üç günü kesinlikle sabah koşusu yapıyorum. Eğer manzarası güzel ve koşulabilecek bir bölgede uyanmışsam ekstradan da koşabiliyorum.

 

KOŞU BİREYSEL BİR SPORDUR

Koşunun bireysel bir spor olması benim için önemlidir. Hem bisikleti hem de koşuyu sevmemdeki ve yıllardır hiç bırakmamamdaki en önemli nedenlerden biridir. Kimseye ihtiyacınız yoktur. Kendi başınıza yapılabilecek sporlardır her ikisi de. Çünkü sporu amatör olarak yapan ama profesyonel disipline sahip olan spor arkadaşı bulmak zordur ne yazık ki. Sporu yaşam biçimi haline getirememenin en önemli nedenlerinden biri disiplinsizliktir. Birçok mazaret gösteriliyor spor yapmamak için. Zamanın olmaması mazaretlerin birinci sırasında yer alır. Çocuklar, yoğun çalışma temposu da mazaretlerdendir. Ben spor için zaman bulmakta hayatımın hiçbir döneminde sıkıntı yaşamadım. Çünkü spor yapmak yemek yemek, su içmek, eğlenmek ve uyumak kadar gereklidir benim için.

 

NEDEN STADYUM?

Koşu için stadyum ya da herhangi bir sahaya gitmeniz şart değildir elbette, her yerde koşabilirsiniz.  Benim stadyumu tercih etme sebebim Lefkoşa Atatürk stadyumunun koşu zemininin tartan olmasıdır. Koşu için en sağlıklı olan zemindir tartan. Stadyumda koşu için iki alternatif zemin mevcuttur. Biri parkurların olduğu tartan alan, diğeri ise sahanın içi çim alandır. Çim alanı kendimi güçsüz hissettiğim zamanlarda kullanıyorum. Yumuşak Zemin belimi zorlamadan koşmamı sağlıyor. Birçok insan sahaya gidemediğinden yollarda yapıyor yürüyüş ya da koşusunu. Ancak beton ya da taşlı yollarda sakatlanmalar çok daha fazla görülmektedir. Özellikle taşlı zeminde bilek burkulmaları ve kırık riski çok daha yüksektir.

 

KOŞUYU RUTİNİNİZE KOYABİLİRSİNİZ

İnsan fizyolojisi rutinleri sever. Siz neyi sıklıkla yapıyorsanız ona alışır ve beyin onu tekrar tekrar yapmanızı ister. Örneğin sürekli şekerli şeyler yiyen birisi kandaki şeker oran azacık düştüğü anda yine şekerli şeyler yeme ihtiyacı duyar. Çok su içenler için de öyle. Sık sık beyniniz size “su için der” ve şişe elinde gezenlerden olursunuz. Hareketsizliğe alışan bir beden hareket etme ihtiyacı duymaz. Hatta 2 adım yürüse yorulur ve dinlenme ihtiyacı hisseder. Ama kendinizi hareket etmeye alıştırabilirsiniz. Şekersizliğe de, çok su içmeye de, koşmaya da. Tekrar tekrar yaparak alıştırabilirsiniz kendinizi. Küçük yürüyüşlerle başlayıp ara vermeden devam ederseniz eğer yapmadığınız zaman vücudunuz sizi uyarır. Planladığınız gibi kalkıp sporunuzu yaptığınızda ise mutlu hissedersini kendinizi. Motivasyonunuz yükselir. Ve her geçen gün daha iyi bir performansa sahip olduğunuzu görürsünüz. 

 

KENDİNİZİ DİNLEYİN

Bizler kendimizi dinlemeyi bilmiyoruz. Durmadan herkesle konuşur ama kendimizle konuşmayı ihmal ederiz. Acaba en çok ne yapmayı istiyoruz? Ne yemeyi? Ne içmeyi tercih ediyoruz? Ve bu canımızın istediği şeyler ne kadar sağlıklı? Neyi yediğimizde hasta yorgun ve mutsuz hissediyoruz? Neyi yaptığımızda enerjimiz düşüyor? Bu soruları kendimize sormamız gerek. Sizi hasta eden, enerjinizi düşüren, yoran şeyleri tüketmeyi bırakmalı ve sizi hafif hissettiren, enerji veren şeyleri tüketmeyi, mutluluk ve enerji veren şeyleri yapmayı alışkanlık haline getirmelisiniz.

 

HAREKET VE SUYUN ÖNEMİ

Dolaşım sistemimizin sağlıklı olması için damarlarda dolaşan su oranı çok önemlidir. Sağlıklı bir dolaşım sistemi için yeterli ve dengeli su tüketimi şarttır. Dikkat edin, az su tüketenler hep halsiz ve yorgundur. Çünkü dolaşım sistemi yavaşlar. Beyne, kalbe, akciğerlere, cildinize kısacası tüm organlarınıza, hücrelerinize damarlarınızdaki kan ve su taşınamaz. Kanla birlikte oksijen ve besinlerle aldığınız vitamin ve mineraller de taşınamaz. Tüm organlarınız sağlıklı beslenemediğinden dolayı da hasta olursunuz. Bağışıklık sisteminiz düşer, yeterli başınç olmadığında böbreklerden toksinler atılamaz ve vücudunuzda birikir. Damar tıkanıklıkları, akciğer hastalıkları, sağlıklı düşünememek, unutkanlıklar, yüksek tansiyon, enfeksiyon hastalıkları hatta kanser gibi birçok hastalık da bu yüzden görülür. Fiziksel ve ruhsal sağlığınız için su, hareket etmek ve sağlıklı beslenmek şarttır.

 

KOŞMAYA ALIŞABİLİR MİYİZ?

Hayatı boyunca hiç spor yapmamış biri bile spor yapmaya alışabilir. Elbette daha önce hiç spor yapmayan birinin ilk günden koşuya başlaması mümkün değildir.  Ancak istikrar, azim ve planlı bir çalışma ile olmayacak hiçbir şey yoktur. Eğer paranız varsa bir personal trainer (spor danışmanı) tutabilirsiniz. Yok o kadar bütçem yok diyorsanız önce sağlık kontrolünden geçerek kısa yürüyüşlerle başlamalısınız. Haftada 3 tempolu yürüyüşle başlayıp, Yürüyüş sürenizi her hafta 5-10 dk artırarak, devam edebilirsiniz. Kendi kapasitenizi en iyi siz bilirsiniz. Kalbi ilk günler çok yormamak önemli. Tempoyu ve süreyi artırmayı kendinize göre yapmalısınız. Burada saat vermeyi doğru bulmuyorum. Çünkü herkesin vücudu, fizyolojisi ve kapasitesi aynı değildir. Kimisi 1 saat yürür yorulmaz kimisi için 30 dk bile fazla olabilir. Kademeli olarak tempoyu artırarak kapasitenizi de güçlendirebilirsiniz. Yürüyüş sırasında 1 dk’lık koşu, sonra tekrar yürüyüş ile koşuya başlanabilir. Giderek koşu dakikalarını ya da hızınızı artırabilir ve haftalar/aylar içinde koşuya başlayabilirsiniz. Kararlılıkla devam edilen bu antremanlar sonucunda sizler de koşucu olabilirsiniz. Elbette olimpiyatlarda yarışacak değiliz. Ama amatör koşucu olmak mümkündür.

 

KOŞMAK BANA GÖRE KENDİNİZ İÇİN YAPILACAK BİR DEVRİMDİR

Yürümek ile koşmak arasındaki farkı, ne hız olarak ne de bio-mekanik bir fark olarak açıklayabiliriz. Aradaki tek fark bana göre kararlılıktır. Bu konuda kararlı olan herkes çok geçmeden ( birkaç ay içinde) koşucu olabilir.

Koşmaya başlamak, kişinin bireysel bağımsızlığını ilan etmesi gibidir. Koşmak, teknoloji sayesinde hareketsiz bir yaşama bağımlı hale gelmeye karşı atılan önemli bir adımdır. Bilgisayarları telefonları birkaç saatliğine kapatıp o saatleri sadece kendinize ve sporunuza ayırmak kendinize verebileceğiniz en güzel hediyedir. Yollarda yürürken ya da salonda spor yaparken kulağına yapıştırdığı telefonla bağır çağır konuşan birinin etkin bir spor yaptığına inanmıyorum.  Çünkü spor sadece fiziksel bir eylem değildir. Aynı zamanda ruhsaldır da.

Koşmanın bize sağladığı fayda sadece düz bir karın, güçlü ve şekilli kaslar, uzun ve aktif bir yaşam değildir. Spor, vücudumuzu olduğu kadar ruhsal sağlığımızı da olumlu etkiler; bizi sakinleştirir ve rahatlatır. Bedenimizle ruhumuzun uyum içinde olmasına büyük katkı sağlar.

O halde koşmamak için hiçbir nedenimiz yoktur!

 

KOŞU İÇİN HAZIRLIK GEREKİR

-Sağlık kontrolünden geçmek

-Beyninizi spor yapmaya hazırlamak için şartlanmak (Ben bu hafta spora başlıyorum)

-Birkaç hafta öncesinden sağlıklı beslenmeye başlamak Ve su tüketiminizi artırmak (fast-food ve hazır yiyecekleri bırakmak, şekeri azaltmak, yapabiliyorsanız tamamen kesmek)

-Alkol tüketimini kısıtlamak, Sigarayı bırakmak

-Koşu için uygun bir ayakkabı ve rahat giyecekler edinmek (yazın; tayt, şort, kışın; eşofman)

-Yürüyüş yapacağınız parkuru belirlemek (Tartan Zemin daha sağlıklı ancak mümkün değilse güvenli yollarda, trafiğin yoğun olmadığı bir toprak parkur belirlemek)

-Saati belirlemek (en sağlıklı spor saatleri sabah saatleridir. Kalkabiliyorsan sabahın ilk saatleri en güzel zamandır)

-Spor öncesi ısınmak (esneme hareketlerine internetten bakabilirsiniz. Spora ısınmadan başlamak sakatlanmalara sebep olabiliyor)

-Sabah koşusu yapacaksanız aç karnına olmak, akşamüzeri koşacaksanız öğlen hafif yiyecekler tercih etmek önemlidir.

filiz-uzun-2.jpg

NOT: Yazı dizimin diğer konu başlıkları; Koşu neden sabah yapılmalı? Koşmanin faydaları nelerdir? Koşarak kilo verebilir misiniz? Koşu çeşitleri nelerdir? Koşu sırasında salgılanan hormonlar nelerdir? Koşmanın yaşı var mıdır? Başlıklı konulara yer vereceğim.

Bu yazı toplam 12465 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.