Serkan Soyalan

Serkan Soyalan

Maratonlar ve Kentler

A+A-

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin bu yıl 14’üncüsünü Kahve Dünyası ana sponsorluğunda düzenlediği Lefkoşa Maratonu, 12 Ekim’de koşuldu.

Binlerce kişinin katıldığı ve tüm geliri, Engelsiz Yaşam Evi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne spor kompleksi inşa etmek amacıyla Engelsiz Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlanacak olan maraton Lefkoşa’ya renk katarken, gelenekselleşmesiyle de yavaş yavaş bir marka değerine dönüştü.

 

***

Sırada 2 Kasım’da koşulacak olan Girne Yarı Maratonu var. Girne Belediyesi ve Atletizm Federasyonu işbirliğinde Pasha Group ana sponsorluğunda düzenlenecek olan yarı maraton da bu yıl altıncı kez koşulacak ve yine binlerce kişi Girne Kordonboyu’ndan başlayarak, Girne’nin sokaklarında ter dökecek.

 

maraton.jpg

 

Peki maratonlar düzenlendikleri kentlere neler katar?

Her yıl dünyanın dört bir yanında düzenlenen maratonlar, artık yalnızca sporcuların değil, şehirlerin de koşusu haline geldi.

Peki, bu dev koşular neden bu kadar önemli?

Sadece atletlerin değil, kentlerin de nefesini açtığı için.

 

***

 

Bir maraton, şehir ekonomisini canlandıran dev bir faktördür. Binlerce, on binlerce koşucu ve izleyici, sokakları doldurur, restoranları ve kafeleri hareketlendirir, ulaşımı artırır. Hatta yurt dışından katılımcılarla turizm gelirleri, bir haftalık etkinlikle dahi ciddi oranda artar.

Üstelik şehir, markalaşma yolunda büyük bir adım atar.

“Lefkoşa Maratonu” dendiğinde artık sadece bir yarış değil, bir kimlikten bahsediyoruz. Sponsorlar, markalar ve yatırımcılar bu enerjiye ortak oluyor.

 

maraton2-001.jpg

 

Maratonlar, şehirlere yeni bir yüz de kazandırır. Sağlıklı, dinamik ve modern bir imaj oluşturur.

Organizasyonların medyada geniş yer bulması sayesinde, şehrin tanıtımı doğal bir şekilde yapılır. Ayrıca maraton haftaları sadece koşudan ibaret değil. Konserler ve sosyal etkinliklerle kültürel bir festival havası yaratılır.

Kent, adeta yaşayan bir sahneye dönüşür.

 

***

 

Öte yandan bir maratonda başlangıç çizgisine baktığınızda, siyasetçisinden, doktoruna, öğrencisinden emekçisine, öğretmeninden avukatına herkesi fark etmeksizin orada görürsünüz. Orada herkes aynı hedef için koşar: bitiş çizgisine ulaşmak.

Maratonlar, bu yönüyle eşitlik ve dayanışma duygusunu da güçlendirir.

Lefkoşa Maratonu’nda olduğu gibi birçok maraton, sosyal sorumluluk projeleriyle iç içe geçmiştir. Katılımcılar, adımlarını bir yardım kampanyasına, bir farkındalık hareketine dönüştürür.

Günün sonunda her koşu, bir iyiliğe dokunur.

 

***

Bir diğer pencereden bakacak olursak, maratonlar kentin damarlarını oluşturan yolları, sokakları yeniden canlandırır.

Yollar, meydanlar, tarihi eserler yeniden keşfedilir.

Maraton güzergâhı hazırlanırken, yollar onarılır, çevre düzenlenir; kentin çehresi yenilenir. Aynı zamanda, ulaşım planlaması ve toplu taşıma bilinci artar.

Şehir, daha düzenli bir yaşamın provası yapar.

 

***

 

Tüm bu etkilerin ötesinde, maratonlar bir kentin uzun vadeli geleceğine de yatırım yapar.

Şehrin turizm potansiyelini güçlendirir, uluslararası tanınırlığını artırır ve spor kültürünü yerleştirir. Her maraton, bir gün süren bir yarıştan çok daha fazlasıdır; bir yaşam biçiminin, bir toplumsal bilincin göstergesidir.

 

***

Son olarak şunu söylemeliyim, bir kent, sokaklarında on binlerce insanın aynı anda nefes alıp verdiği bir günde gerçekten yaşadığını hisseder.

O yüzden maratonları kaçırmayalım. Sırada Girne Yarı Maratonu var, kayıt yapalım ve kendimizi bu güzelim kentin sokaklarına atalım.

Bu yazı toplam 506 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar