Serkan Soyalan

Serkan Soyalan

Futbolumuzun öfke hali

A+A-

Ülkemiz futbolunda (ne yazık ki) yine tanıdık bir manzara…
Sahada oynanan futbolun sona erdiğini belirten düdük çaldı, maç bitti ama tartışmalar bitmedi; şiddet sahne aldı.

***

China Bazaar Gençlik Gücü- MTG karşılaşmasının ardından yaşananlar, sporun değil öfkenin, rekabetin değil kontrolsüzlüğün kazandığını bir kez daha gösterdi.

Sahada kazanmak yetmedi, kaybetmek hazmedilemedi.

Yumruklar konuştu, akıl sustu.

Oysa futbol dediğimiz şey, 90 dakikalık bir oyundan ibaret değildir; tribünde, kulübede ve maç sonrasında da dostça kalabilme sınavıdır.

Ne yazık ki bu sınavı yine geçemedik...

***

Asıl sorun tek bir maç, tek bir kavga değil...

Sorun, bu olayların artık bizi şaşırtmaması.

“Yine oldu” diyoruz, “nasıl olsa ceza gelir” deyip geçiyoruz.

Geliyor mu? Caydırıcı mı? Hayır!

O yüzden şiddet her sezon biraz daha cesaret buluyor.

***

Tribün dili sertleşiyor, sahaya yansıyor; sahadaki gerginlik de tribüne geri dönüyor. Bu kısır döngü kırılmadıkça, futbol sahaları spor alanı değil, gerilim sahnesi olmaya devam edecek.

Bu ülkede futbolu çocuklar da izliyor. Onlara neler öğretiyoruz?

***

Eğer bir maçtan sonra yumruklar havada uçuyorsa, orada sadece disiplin sorunu yoktur; kültürel bir çöküş vardır. Ve bu çöküşe “futbolun doğası” demek, sorumluluktan kaçmaktır.

Federasyondan kulüplere, teknik ekiplerden futbolculara kadar herkes şunu kabul etmeli:
“Şiddet cezasız kaldıkça büyür. Görmezden gelindikçe normalleşir.”

***

Futbolu kurtarmak istiyorsak, önce öfkeyi oyunun dışına atmak zorundayız.

Aksi halde sahada top değil, her hafta yeni bir kavga konuşuruz.

Bu yazı toplam 103 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar