Serkan Soyalan

Serkan Soyalan

Sporda medyanın önemi

A+A-

Türkiye’de spor medyasının önemli isimlerinden Bağış Erten, Kıbrıs’tan Ahmet Özyaşar’a konuştu ve bizim mesleğe dair önemli şeyler söyledi. Akıllara kazınması ve kulağa küpe olması adına buraya not ediyorum. Medya okuryazarlığının önemine vurgu yapan Erten, “Spor medyası medya okuryazarlığı açısından bulunmaz nimet ama olumsuz anlamda. Çünkü pek çok problemi orada görmeniz mümkün. Taraflılık, nefret suçları, başlıklarda abartı, fazlasıyla büyük ahkam. Medya okuryazarlığının tetikte olması gereken en önemli alanlardan bir tanesi de bu olarak söylenebilir. Bu yüzden de aslında iyi bir antrenman ama bu da spor için, spor medyası için iyi bir şey değil” dedi.

Medyanın dördüncü kuvvet olmasının nedeni sorunları ortaya çıkarmak olduğunu söyleyen Erten, “Spor bundan hoşlanmaz ama bugünün gelinen dünyasında ‘Eğer medya olmasaydı spor ne halde olurdu?’ sorusunun cevabı çok açık bir şekilde spor için olumsuz olacaktır. Çünkü ne kadar görünürlük, o kadar spor için alan demek ve medya bunun için birebir bir alan” dedi.

bagis-erten.jpg

 


 

Orhun Mevlit haklı

 

            İçinden geçmekte olduğumuz pandemi günlerinde, Sağlık Üst Kurulu oturup birtakım kararlar alıyor. Küçük bir ülke olmamızdan mütevellit, gerekli tedbirler alınıp da uygulanırsa, bu pandemi ile başarılı bir şekilde mücadele edebileceğimize inanıyorum.

            Herkes üzerine düşen sorumluluğu alır ve kendi tedbirlerini uygularsa, zaten bu virüsün bulaşma hızını kıracağız. İşte ipin ucu burada kaçtığından dolayı da Üst Kurul, oturup belirli kısıtlamalar getirdi ve yılbaşını evlerde oturarak geçirdik. Geçirmeliydik de zaten. Ancak bazı yerlerden yansıyan görüntülerde yılbaşı kutlamalarının yapıldığı, kalabalıkların bir arada alkış tuttuğu görüntüleri de gördük. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı Tatar, spor kulüplerinde kalabalıklarla birlikte maç da izledi. Bunu da sosyal medya hesabından paylaştı.

            İşte tüm bu kural tanımamazlıklar karşısından bir açıklama yaptı Basketbol Federasyonu Başkanı Orhun Mevlit ve “Dışarıda kalabalık insan grupları oluşmaya devam ediyor. Spor yapmayı yasaklayarak, kimse bana ‘bu ortamda spor yapılamaz’ demesin. Bu büyük haksızlık olur” dedi.

            Alınan tedbir kararlarının, bariz bir şekilde ihlal edildiği bu günlerde, Orhun Mevlit yerden göğe kadar haklıdır.

 


 

Baskıdan uzak durulmalı

 

Türk sinemasının son dönemde parlayan yıldızlarından biri olan Aslı Bekiroğlu’nun da sporcu geçmişi olduğunu biliyor muydunuz?

            Güzel oyuncu Formsante’nin Haziran 2019 sayısına vermiş olduğu röportajda sporculuk geçmişini şu sözlerle anlattı:

            “8-9 yıl yüzücülükle uğraştım. Milli takıma girdim ama lisede bırakmak zorunda kaldım. Fakat sonra geri dönmek istedim. İstedim ama artık eskisi gibi yüzemediğimi fark ettim. Yüzme biraz nankör bir spormuş meğer. Lise boyunca çok spor yaptığım söylenemez aslında. Ara sıra kişisel eğitmenle çalıştım. En son kısa bir süre crossfit yaptım. Sahilde yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Şimdi ise küçüklük hayalim olan jimnastik esnemeye gidiyorum. Çünkü ben jimnastik isterken babamlar beni yüzmeye yönlendirmişlerdi. Şimdi ise küçüklükten beri hayalim olan şu şpagat hareketini yapmaya çalışıyorum! Bunun için jimnastikçi bir arkadaşımdan ders alıyorum.”

            Demek ki başarılı oyuncu da aile baskısıyla, yapmak istediği değil, yönlendirildiği sporu yapmış Belki de ondan dolayı kariyeri kısa sürmüş. O yüzden siz siz olun, çocuklarınıza baskıyla yönlendirme yapmadan, bilinçlendirin ama onların yapmak istedikleri spora yönelmesini sağlayın.

            Özyaşar’ın “Spor gazetecisi sporun içinden gelmeli mi?” sorusunu ise şu sözlerle cevapladı Ertem; “Spor gazetecisi asıl olan gazetecidir, spor onu tamamlayandır. O yüzden gazeteci olmanız gerekir ki bir anlamı olsun, sporun içinden gelin ya da gelmeyin. Öncelik gazeteciliktedir. Sporun içinden gelenlerin sporu bilme açısından önemli avantajları olabilir. Ama gazeteciliği bilmiyor olmaları onları çok daha geriye götürür.”

            Mesleki açıdan, tüm meslektaşlarımın okuması gereken bir röportaj olarak da (son cümle olarak) not düşmek isterim.

asli.jpg


 

Göztepe’den anlamlı ceza

 

            Şimdi başlığı okuyunca “ ‘Ceza’nın ‘anlamlı’sı olur mu?” diyeceksiniz. Anlam bozukluğundan da bahsedebiliriz. Ancak az sonra sizlere de aktaracağım haberi okuduğum zaman, ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız.

            Türkiye Süper Lig ekiplerinden Göztepe’de forma giyen Yalçın Kayan, Fatih Karagümrük karşılaşmasında oyunun son dakikalarında oyundan çıkarken, formasını çıkartıp yedek kulübesine doğru bırakmış ve soyunma odasının yolunu tutmuştu.

            Bilindiği üzere takım oyunlarında, o takımın amblemi ve forması çok değerlidir. Bu hareket üzerine toplanan Göztepe Yönetim Kurulu, genç futbolcuya ders çıkaracağı bir ceza verdi.

            Yalçın Kayan’a bir aylık maaşı kadar ceza kesilmiş, bunun yanında 350 adet yeni sezon forması alması ve okullar açıldığında ziyaret ederek çocuklara dağıtması kararı verilmiştir.

            Güzel ve alkışlanması gereken bir ceza yöntemi.

yalcin-kayan.jpg

Bu yazı toplam 2173 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar