- “Ambargolar konusunda uluslararası alanda diplomasi yürütmek gerekiyor. Spor insanları da, bu diplomasi sürecine katılmalı”
- “Hem içerde daha fazla ne yapılabilir konusunda yön gösterici olabilmek için, hem de dışarıda sporcularımızı daha görünür kılmak ve sporcularımızın önündeki engelleri çalışabilecek bir komite kurulacak”
- “Dünyanın her yerinde toplumların yakınlaşmasının en önemli araçlarından biri spordur. Yakınlaşma hedefi eğer gerçek bir hedefse Hristodulidis’in bu sahadan kaçmasına izin vermemek gerekir”
- “Tesisleşme konusunda arzu ettiğimiz noktada değiliz. Bu konuda doğru planlama yapılmalı. Ülkenin dört bir yanında, nerede hangi spor tesisin olacağını önceden belirlemeli ve yatırımları doğru zamanda, doğru yerlere yapmamız lazım”
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman, 19 Ekim’den sonra Kıbrıs Türk halkına spor alanında uygulanan ambargolar konusunda ciddi çalışmalar yürüteceklerini söyledi.
YENİDÜZEN Spor Servisi’ne konuşan Erhürman, gençlere spor yapmaktan vazgeçmemeleri gerektiğini belirtirken, önlerindeki engellerin aşılması için ciddi ve planlı bir şekilde çalışmalar yürütüleceğini ifade etti. CTP’nin son dönemde kurduğu spor komitesiyle birçok federasyona gidildiğini, sorunlar ve çözüm önerilerinin ele alındığını ifade eden Erhürman, “Spor alanında bugüne kadar hizmet veren, eğitim veren, sporcu yetiştiren ve bu işin ciddi şekilde eğitimlerini alan tüm insanlarımızın liyakat esasına göre belirleneceği bir alan muhakkak Cumhurbaşkanlığı’nda oluşturulacak” dedi.
Spor Bakanlığı’na da ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Tufan Erhürman, “Bilimsel çalışmalarla, her spor dalı için doğru yaşlarda, doğru tespitleri yapıp, doğru hedefleri koyup o hedeflere doğru onları taşıyabilmemiz gerekir” dedi ve Sponsorluk Yasası’nın şart olduğunu dile getirdi.
Tesisleşme konusunda da arzu edilen noktada olunmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Adayı Erhürman, bu konuda doğru planlama yapılması gerektiğini, bu planlamaya göre hareket edilmesinin şart olduğunu sözlerine ekledi.
Soru: Kıbrıs’ın kuzeyinde bir Spor Bakanlığı’na ihtiyaç var mı?
Tufan Erhürman: “Uzun süredir bu konuda hemen her kesimden aynı yönde görüş geliyor. Temel mesele bakanlıkların sabit olması, hangi bakanlığın, hangi dairelerin bağlı olacağını belirleyen bir yasal düzenleme olmasıdır. İsminin ne olacağı tartışılır ama mutlak suratte bir Spor Bakanlığı’na ihtiyaç duyulduğu bir gerçektir”
“Ambargolar için çok ciddi bir diplomasi yürütülmeli”
Soru: Kıbrıslı Türk sporcuların maruz kaldığı ambargolar hakkında neler söyleyebilirsiniz, bu konuda ne gibi çalışmalarınız olacak?
Tufan Erhürman: “KKTC tanınmadığı için bu konunun Cumhurbaşkanlığı üzerinden yürütülmesi gerekiyor. Bu anlamda da uluslararası alanda spor konusunda uzmanlaşmış hukukçulardan muhakkak hizmet almak gerekiyor. Bu konuda çalışmalar, tüm kulvarda agresif ve proaktif bir şekilde çalışma yürütülmeli. Birseysel sporların bir kısmında Kıbrıslı Rumlar üye olmadığından dolayı bazı federasyonlarımızın üye olmasında bir sorun yok. Müsabakalara da katılabiliyoruz. Bu alandaki tecrübe ve deneyimleri bir masa altında birleştirmek lazım. Hangi federasyon, hangi yöntemlerle uluslararası alana açılmayı başardı, hangileri başaramadı. Bunları tespit edip, bunlarla ilgili veriler ortaya koymak gerekiyor. Tabii Futbol, basketbol, voleybol gibi spor branşlarında bu daha zor ama onlarda da başka yöntemler denemek mümkün. Bunun esas meselesi, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin masada olmasıdır. Kıbrıslı Rum lider Hristodulidis’in masaya gelmemesi veya masadan kaçması durumunda çözümü isteyen bizim olmamız önemli. Bizim; ‘Çözüm istememize rağmen halen çocuklarımızın uluslararası alana katılımı engelleniyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bunun statüsü olması gerekir’ argümanını yurt dışında muhakkak dillendirmek gerekiyor. Kaldı ki, Kofi Annan’ın 2004 referandumu sonrasındaki raporunda Kıbrıslı Türklerin ‘Evet’ iradesinden sonra Kıbrıslı Türklerin üzerindeki izalasyonların artık hiçbir anlamı kalmamıştır ifadesi de vardır. Bu ifadeyi de kullanarak, uluslararası alanda diplomasi yürütmek gerekiyor. Bir de diplomasi uluslararası alanda sadece Cumhurbaşkanlığı nezninde siyasi düzeyde yürütülebilecek bir şey değil. Spor insanlarının da, bu diplomasi sürecine muhakkak süreçte katılması ve bunun bir biçimde koordineli olarak yapılması gerekiyor. Böyle bir proaktif mücadele yürütüldüğü taktirde zamanla da olsa, yavaş yavaş da olsa, tüm alanlarda birden değil, önce bazı alanlarda da olsa sporcularımızın önlerinin açılacağından eminim. Biz de bu yönde önemli çalışmalar yürüteceğiz.”
“Cumhurbaşkanlığı’nda komite kurulacak”
Soru: CTP’nin oluşturduğu spor komitesinin çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Bu tarz bir komite Cumhurbaşkanlığı’nda da kurulacak mı?
Tufan Erhürman: “CTP olarak kurduğumuz Spor Komitesi çok aktif bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. Tüm federasyonlarla görüşüyor, sorunlarının tespitini yapıyor. Aslında bu şekilde bir veri bankası oluşturulmuş oluyor. Federasyonları yöneten arkadaşlarımız aynı zamanda çözüm önerileri de sunuyor. Bu çalışmalar gelecek için umut veren çalışmalar ancak Cumhurbaşkanlığı farklı bir makam... CTP’den bağımsız olarak çalışacak bir yer. Hep söylediğimiz gibi, kimin, hangi partiden olduğuna bakmaksızın çalışacağız. Spor alanında bugüne kadar hizmet veren, eğitim veren, sporcu yetiştiren ve bu işin ciddi şekilde eğitimlerini alan tüm insanlarımızın liyakat esasına göre belirleneceği bir alan, muhakkak Cumhurbaşkanlığı’nda oluşturulacak. Hem içerde daha fazla ne yapılabilir konusunda yön gösterici olabilmek için, hem de dışarıda sporcularımızı daha görünür kılmak ve sporcularımızın önündeki engelleri çalışabilecek bir komite kurulacak. Kuracağımız komitede düzenli bir şekilde çalışacak.”
“İki toplumlu komite çok önemli”
Soru: Cumhurbaşkanlığı makamında olmanız halinde iki toplumlu spor komitesi oluşturma yönünde bir girişiminiz olacak mı?
Tufan Erhürman: “Bence çok önemli bir konu... Uluslararası alanda önümüze engeller zaten çıkıyor. Eğer gerçekten Birleşmiş Milletler iki toplumun yakınlaşması hedefiyle ilerliyorsa, onlar da bu konuyu önceliğine almalı ve Hristodulidis’i bu konuda ikna etmeli. Dünyanın her yerinde toplumların yakınlaşmasının en önemli araçlarından biri spordur. Yakınlaşma hedefi eğer gerçek bir hedefse Hristodulidis’in bu sahadan kaçmasına izin vermemek gerekir. Bu konu ilk günümüzden gündeme gelecek konulardan biridir.”
“Olimpiyat bayrağı adı altında yarışmak pratik anlamda pek mümkün değil”
Soru: Sporcularımızın uluslararası organizasyonlarda ‘Olimpiyat bayrağı’ altında yarışmasını sağlamak mümkün mü?
Tufan Erhürman: “Bayrak uygulaması dereceler üzerinden gelişen bir şeydir. Teorik olarak böyle bir şansımız var ama pratiğe baktığımız zaman o seviyeye gelebilmek için zaten birçok yarışa katılması gerekiyor. ‘Birçok yarışa nasıl katılacak?’ sorusunun cevabı şu anda ya Türkiye Cumhuriyeti takımları veya milli takımında, ya da Güney Kıbrıs’taki takımlarda veya milli takımında mücadele edecektir. O derecelere ulaşabilmek için ihtiyaç duyduğu antrenmanları, profesyonel ortamı ve yarışları ancak oralarda bulabilir. Biz an itibariyle önümüze Kıbrıs’ın kuzeyinde mücadele edecek ve o seviyelere ulaştırabilecek seviyeye maalesef getiremeyiz. Evet, bu ihtimal teorik olarak evet vardır ama o seviyeye ulaşana kadar sporcu Türkiye veya Kıbrıs formasıyla yarışacaktır. Bizlerin esas hedefi sporcuların önünü açabilmektir.”
“Sporcu yetiştirmede ‘Sponsorluk Yasası’ ve teşviklendirme şart”
Soru: Buse Savaşkan, Doğukan Ulaç, Merve Çelebi gibi birçok başarılı sporcuyu çıkardık. Daha fazla sporcu yetiştirebilmek için neler yapmalıyız?
Tufan Erhürman: “Daha fazla sporcu yetiştirme kapasitesi ülkemizde var. Hatta, bu isimlerle hepimiz büyük bir gurur duyuyoruz. Gurur duymamızın iki sebebi var. Birincisi, bu kadar küçük bir toplumda, bu kadar çok başarılı sporcu çıkması, belki de dünyada çok az örneğine rastlanılacak bir durum. İkincisi ise, bu kadar sıkıntılarla karşı karşıyayken, hem dışarda tanınmazken, hem de içerdeki eksikliklere rağmen bu kadar başarılı sporcuyu içimizden çıkarmış olmamız... Görüyoruz ki, alttan yetişen de var. Ben onları da yakından takip ediyorum. Çok küçük yaşlarda Türkiye standartlarında çok iyi derecelere imza atan sporcularımız var. Ben bu havuzun daha da genişleyeceği kanaatindeyim, yeter ki biz önlerini açabilelim. Onları erken yaşta keşfetmenin yollarını da aramamız lazım... Bunu bilimsel çalışmalarla, her spor dalı için doğru yaşlarda, doğru tespitleri yapıp, doğru hedefleri de koyup o hedeflere doğru onları taşıyabilmemiz gerekir. Bu açıdan da bir ‘Sponsorluk Yasası’ çok önemlidir, bir de ödül ve teşviklendirmek gerekir. Yani çocuklarımız şunu bilsinler; ‘X spor branşında, şu başarıya ulaştığımda, şu ödülü alırım.’ Teşvikler de ona göre hayata geçmeli. Biz, onların önüne öngörülebilir ve basamaklı bir tablo koymak durumundayız ki, onlar da ne yaptıkları zaman, ne elde edip, ne elde edemeyeceklerini başta bilsinler. Bunun bizim ülkemizde spor alanında çok önemli bir atılıma hizmet edeceğine yürekten inanıyorum.”
“Tesisleşme konusunda planlı ilerlenilmesi gerekir”
Soru: Tesisleşme konusunda ne noktadayız, neler yapılmalı?
Tufan Erhürman: “Tesisleşme konusunda açıkçası arzu ettiğimiz bir noktada değiliz. Son dönemde daha fazla tesis yapılmaya başlandı. Spor kulüplerimiz bu konuda çok büyük çabalar gösteriyorlar. Belli başlı iş insanları da bu konuda çok önemli katkılar veriyor. ‘Ülkede hiçbir şey yok’ havasına da girmemek lazım. Belli alanlarda çok ciddi eksiklikler devam ediyor. Özellikle atletizm ve yüzme konusunda çok ciddi eksikler devam ediyor. Bazı eksiklikler girediliyor ama çok iyi biliyoruz ki, o eksikliklerin giderilmelerinin sebebi spor federasyonları yöneticilerinin gecelerini gündüzlerine katarak çalışmaları sonucunda oluyor. Bu alanda bir planlamaya ihtiyaç var. Esas çözüm oradadır. Bir plan ortaya çıkarmak zorundayız. Ülkenin dört bir yanında, nerede hangi spor tesisin olacağını önceden belirlemeli ve yatırımları doğru zamanda, doğru yerlere yapmamız lazım. Bir de yatırımları yaparken, işin başında da doğru planlama yapmak çok önemli. Bu planlama siyasiler tarafından değil, bizzat sporun içinden gelen bilirkişiler tarafından yapılmalı.”
“Gençlerimiz spordan vazgeçmemeli”
Gençlerimize spor konusunda ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?
Tufan Erhürman: “Spor alanında iki temel hedefi birlikte yürütmek lazım... Birincisi; Spor, sağlıklı bir toplum, sağlıklı nesil yetiştirebilmek araçlardan biridir. Gençlerimizin tümümünün spor yapabilme olanaklarını sağlamamız lazım. İkinci hedef de; elbette spor alanında üstün başarılara imza atacak alanları, hak ettikleri şekilde onları seçip ve ileriye taşımalarını sağlamak gerekir. Çok başarılı sporcumuz var... Daha küçük yaşlarda sergilediği başarılarla adından söz ettiriyor ama o gençlerimizi biz yeterince destekleyemediğimiz için maalesef onlar iyi yerlere gelemiyor. Aile faktörü de bu noktada çok önemli... Hepimiz biliyoruz ki, Buse Savaşkan’ın buralara gelebilmesi için yaptığı fedakarlıklar her aile tarafından kabul görmeyebilir. Bu anlamda devletin bu işin arkasında olması ailelere de elbette motivasyon kaynağı olacaktır. Gençlere önerim; muhakkak spor yapmaları... Sağlıklı yaşam için, kötü alışkanlıklardan uzak kalabilmek için, kendilerini genç yaşta disipline edebilmeleri için en az bir spor branşıyla ilgilenmek her genç için muhakkak gereklidir. Asla moralleri bozulmasın, önlerini açabilmek için bizler çok çalışacağız.”