Türkiye’de kadın basketbolu denince akla gelen ilk isimlerin başında olan Türk Milli Kadın Basketbol Takımı’nın her dönem vageçilmez oyuncuları arasında yer alan Bahar Çağlar, Yakın Doğu Üniversitesi’ndeki servünenini anlattı.

Senin için hep güzellikler kraliçesi diyorlar ancak biz spor kısmını merak ediyoruz... Alışkın olduğun bir soru basketbol hikâyeni senden dinlemek isteriz...

Basketbola İlkokul 4. sınıfta İzmir’de başladım. Ortaokulda okulumuzun takımına geçtim. O zamanlar kulüp yoktu oynadığım. İzmir’de maçlar ve elemeler oluyordu ancak böyle şampiyonalara gidebiliyorduk. Oradan Milli Takıma kadar yükselebildim. Hatta gazetelere de kulüpsüz milli diye haberler çıkmıştı...

Evet, okul takımından bir anda milli takıma geçiş başarısı... Nasıl oldu?

Okul takımında oynadığım zamanlar Türkiye Şampiyonaları vardı onların elemeleri için bazı şehirlere gidiliyordu. Orhan Korkmaz sayesinde de bu yerlere geldiğimi söyleyebilirim. Oralarda görüldü herhalde yeteneğim ve yardımları dokundu. İlk defa Yıldız Milli Takım kadrosuna çağrıldım. İzmir İnönü Lisesi olarak lise sonda Türkiye şampiyonalarında ikinci olduk, çok güzel bir takım kurmuştuk. Oğuzkan Koleji Türkiye Şampiyonu olmuştu ve dünya şampiyonasına gideceği zaman Türkiye’den oyuncu alma hakkına sahipti ve beni seçtiler. Onlarla beraber dünya şampiyonasına gittim. Dünya şampiyonluğunda ikinciliği elde etmiştik. Liseden sonra da Adana Ceyhan Belediye Spor’a transfer oldum. Adana’da genç yaşımda güzel süreler aldım, gelişme gösterdiğime inanıyorum. Burada 3 yıl oynadım ve sonra Galatasaray macerası başladı. Dokuz yıl bu formayı terlettim şampiyonluklar ve Avrupa Kupalar elde ettik. Türkiye kadın basketbol tarihinin en önemli başarılarını Galatasaray forması altında yaşayanlardan biriydim. Bunlar da benim için çok önemli ve ayrı bir gurur kaynağıdır. Sarı kırmızı formanın altında bu başarıları elde etmek gerçekten her oyuncuya nasip olmayacak başarılardı.  Şimdi de Yakın Doğu Üniversitesi’ndeyim ve rahatlıkla iyi ki de gelmişim diyorum.  Bunlar özel ve hayatımı değiştiren güzel anlar, duygular...

Peki, Yakın Doğu Üniversitesi manevi ve mesleki anlamda sana neler kattı?

İlk başta teklif geldiğinde ve karar veridiğimde heyecan oluştu. Çünkü 9 sene aynı takımda oynadım.  Nasıl olacak yeni bir takım, ayrılıyorum gibi düşünceler vardı.

Alışkanlıkların verdiği korku yani...

Aynen. O korku ister istemez oluyor. İyi ki de gelmişim bu heyecanımın boşa çıkmadığını gördüm. İnsalar, yöneticilerimiz, herkesin ilgisi çok güzel. Basketbola yatırım yapılması çok güzel. En küçükten en büyüğe her zaman bize karşı destekleri var. Gerçekten çok hoş ve gurur verici Yakın Doğu Üniversitsi çatısı altında olmak. İyi ki gelmişim inşallah hedeflerimize ulaşırız, onlar için çalışıyoruz...

Sence iyi basketbol oynamak nedir, senin için basketbol neyi ifade etmektedir?

Bir kere bu bir takım oyunu. Tek başına çok fazla birşey yapamıyorsun, takım arkadaşlarının desteği çok önemli. Bizim bu sene çok iyi bir ivme yakaladığımızı düşünüyorum. Birbirimizin uyumu iyi ve bu her gecen gün artıyor. Yeni bir takımız. Buradaki herkes ilk defa beraber oynuyor belki de buradaki uyum arttıkça daha iyi maçlar çıkarıyoruz, günden güne de daha iyi basketbol oynuyoruz.

Kariyerinde iki Avrupa kupası var. Senin Avrupa hedeflerin var mı? Genelde her sporcunun Avrupa da kupa kaldırma ve bir WNBA forması giyebilme hayali var. Kısaca Gelecek ile ilgili planların neler?

Euroleuge şampiyonluğu ile EuroCup kupasını Galatasaray çatısı altında yaşadım.  Dediğin gibi bir sporcunun en büyük hayallerinden biri olsa gerek. Ayrıca gururluyum. WNBA denemek isterim ama yazın hep doluyuz milli takım maçları var. Mesela olimpiyatlarda benim için madalya en büyük hedeflerimden biri. Bu sene çok şanssız bir şekilde son saniye basketiyle kaçırdık. Belki ileride kariyerime bir Olimpiyat madalyası da eklerim. Ama şu an için ilk hedefim Galatasaray forması altında yaşadığım Avrupa şampiyonluklarının yenilerini Yakın Doğu Üniversitesi forması altında yaşayabilmek.

Peki, WNBA’den bir teklif gelirse?

Bilemiyorum... Denemek isterim. Çok büyük bir deneyim, çok güzel bir tecrübe olur benim için. En iyilerin bulunduğu bir yer. Takım arkadaşlarımız oralarda oynuyor. Heyecan verici olur benim adıma. Daha yapabileceğim çok şey olduğuna inanıyorum. Başarılı olunca önünüz açık olur ve gerisi sizin tercihlerinize kalıyor.

Maç sonraları kendi performansını nasıl değerlendiriyorsun?

Bir insan her zaman gelişime açıktır diye düşünüyorum. İyi veya kötü oynadığım maçlardan sonra hem kendi oynadığım hem de rakip takımın maçını izliyorum. Mutlaka hatalarımız oluyor.  Onları düzeltmek için ekstra çalışmalar yapıyorum tabi ki.

İyi bir basketbolcu olarak sen kimlere hayransın... Bahar Çağlar’ın idolü kimler?

Küçüklükten beri Lisa Leslie’yi izlerdim hep benim favori kadın basketbolcumdu. Hatta Lisa Leslie’den etkilenerek 9 numarayı kullanıyorum. Tabi daha var adını şu an sayamaycağım diğer değerli oyuncular.

Bu başarılı kariyer içerisinde 2006-2007 yıllarında All Star seçilmeye hak kazandın. 2008 yılında da FIBA tarafından Avrupa’da yılın genç kadın basketbolcusu ödülüne aday gösterildin. Biraz da mesleğin verdiği duygulardan bahsedelim...

Bir kere çok heyecanlandım. Çok gurur verici olaylar bunlar benim için. Özellikle Avrupa arenasında aday gösterilmek o yıllarda geleceğim adına çok önem taşıyan bir unsurdu. Başarılı işler yapmanızla gurur duyuyorsunuz. Yaptıklarınızın takdir ve değer görmesi muthiş bir duygu.

Sana karşı özellikle gençlerde bir sevgi seli var, taraftar ilgisi büyük. Son olarak hem taraftarlarına hem de basketbola gönül verenlere neler söylemek istersin?

Kıbrıs’a gittiğimizde genç arkadaşların desteğini gördüm. Benim için çok gurur verici. Hepsini ayrı ayrı seviyorum, destekleri için de teşekkür ederiyorum. İnsallah gençlerimize güzel örnek oluyoruz diye düşünüyorum. İnşallah spora ilgileriyle, derslerindeki başarılarla bilirlikte istedikleri başarılara ulaşırlar.  

Fotoğraflar: Eren ŞİŞİK