Futbol neden çok sevilir?

Çilen Ulusoy

Bu sorunun cevabı vardı Lefke’de. Heyecan vardı. Mücadele vardı. Kaçan, atılan, birbirinden güzel goller vardı. Tartışılan hakem kararları, kırılma noktaları, değişen motivasyonlar vardı.

Lefke kötü başladığı maçta iki kez geriye düştü, beraberliği yakaladı ve öne geçti. Yılmadı. Akan oyunda pozisyon üretmekte zorlansa da duran toptan iki gol buldu.

Maçın hikayesine Mağusa Türk Gücü ile başlayalım. Santra vuruşunda takımlar sahaya yerleştiğinde yıldızlar topluluğu vardı Mağusa tarafında. Her biri ayrı ayrı adından söz ettiren oyuncular. Aynı zamanda yedek kulübesi de ayrı bir takım niteliğinde, sonuca doğrudan etki edebilecek.

Diğer tarafta sakatlıklarla boğuşan, önemli eksikleri olan bir Lefke. Yedek kulübesinde 15-18 yaş aralığında az sayıda genç oyuncular.

Hem kadro, hem de hamle üstünlüğü Mağusa Türk Gücü’ndeydi.

Bu yıldızlar topluluğunun duran toptan iki gol yemesi sorgulanmalı. Duran topların hiçbirine mi defans vurmaz? Bütün toplara Lefke oyuncuları vurdu. Kaleci Ufuk’ta ciddi zamanlama hataları göze çarptı. Bir kalecinin yapabileceği en büyük hata…

Gol atmakta sıkıntı yaşamayan ancak gol yiyen bir takım MTG. Bu sıkıntı Yeşilova maçında da görüldü. Oyunun diğer yönünü çözmeleri gerekir.

Mağusa adına iki ayrı devre vardı. Özellikle geriden oyun kurarak oyuna başladı. Geçişleri tam zamanında yaptı. Pas oyunu beraberinde fazladan adam getirdi.

Kenarlarda Emre ve Uğur çok hareketliydi. Bu iki futbolcu her iki kanadı çok iyi kullandı. Bu performansa bekler de katkı sağladı. Merkezde de Kossi yalnız değildi. Ünal ve Adil onun hep desteğindeydi.

O kadar motiveydiler ki futbolcular oyun durduğu anda birbirleriyle pozisyon konuştular.

İkinci devrenin hemen başında kalesinde beraberlik golünü gördü. Ardından tartışmalı bir hakem kararı. Oyunun kırılma noktasıydı… Sonrasında, gerilen oyunda, oyun sisteminden vazgeçti. Uzun toplarla gitmeye çalıştı. Top kayıpları yapmaya başladı. Gol gecikmedi. Bu kadar deneyimli futbolcuların oyun disiplininden kopmaması gerekirdi. Hamleler de işe yaramadı. Giren oyuncular da oyuna ayak uydurdu.

Futbol tek devreden ibaret değildir. Her zaman oyun sistemine, oyun planına sadık kalmak gerekir. Mağusa Türk Gücü takımının bundan ders çıkarması gerekir.

Lefke takımı etkili başlayamadı. Kendi yarı sahasında topla fazla oynadı. Top kayıpları yaptı. Gol yollarında etkili olan rakibi bu hataları affetmeyip goller buldu.

Yılmaz, Semih ve Rahmi gibi pas yüzdesi olan oyuncular varken daha fazla pas yapmayı denemeliydi. Ancak bu üç futbolcu performanslarının oldukça gerisinde. Bu da takımın genel performansını olumsuz etkileyen bir durum.

Kaan ve Armstrong Chidi sadece top kesmekte başarılı. Topu oyuna sokma özelliği olmayan oyuncular. Günümüz futbolunda bu çok önemli. Bu yönlerini geliştirmeli.

İkinci yarının hemen başında duran toptan kazanılan gol Lefke’nin oyun kalitesini yükseltmese de, mücadele gücünü ve kazanma azmini tetikledi. Bu iştah ve istek önemli pozisyonları da beraberinde getirdi. Tabi MTG’nin oyun disiplininden kopması da işini kolaylaştırdı.

Son derece zor maçta Kasım, kişisel beceri ve önsezileri ile akıl dolu iki gol atarak takımının bu enerjisine hayat veren isim oldu.