12 Dakika yetti

Nezihi Beyaz

GHE’nin Yeşilova’dan puan alacağını zaten düşünmüyordum ama on iki dakikada üç gol yemelerini de hiç beklemiyorum.

Mustafa Salk ve Billy Mehmet’in yokluğunda sahaya dizilen 11’de sürpriz isim yoktu. Ben sürekli oynayan isimleri değil de, devre arasında GHE’nden Yeşilova’ya transfer olan Chibuzor’un sahada ne yapacağını merak ediyordum; doğrusu tam bir hayal kırıklığı.

Girne’de oynarken pas alamadığı için pozisyona girememesine hoşgörü ile bakılabilirdi. Ama Yeşilova gibi sürekli atak oynayan, kanat bindirmeleri ile rakibi bunaltan, üstelik zayıf takım karşısında çok az sayıda pozisyona girmesi ve bunları değerlendirememesi hoşgörü ile karşılanmaz, üstelik de, takımda Billy gibi bir golcü varsa.

Yeşilova’da forma şansı bulabilmesi, herhalde Billy’nin bu hafta olduğu gibi kart cezalısı veya sakat olması gerekiyor. Oysa, devre arasında kendisini isteyen T. Ocağı’nı tercih etseydi, forma şansı bulması kesindi.

Yeşilova, zayıf rakibine, kanatlardan Yasin ve Vakkas’ın, ortadan ise Aksel’in adrese teslim pasları ile 12 dakikada üç gol atarak işi ilk yarı bitmeden sonuçlandırdı.

Aksel’le perdeyi açan, Vakkas ve Yasin’le kısa sürede üç farkı yakalayan Yeşilova, kalesine bir kere gelen GHE’nden duran toptan gol yemesine rağmen, ilk yarı bitmeden Ömer’in mükemmel vuruşu ile farkı tekrar üçe çıkardı.

Aksel, orta sahada öyle bir futbol oynuyor ki, zannedersiniz orkestra şefi. Gol atıyor, asist yapıyor, adrese teslim pasları ile arkadaşlarını pozisyona sokuyor. Daha da güzeli, bu topları çerçeveye gönderemeyen genç oyuncuları teselli ediyor.

Mustafa Vardi çok çalışkan bir futbolcu. Savunmada kendi tarafında iş yaptığı gibi, ters kademeye girerek rakibin pozisyonlarını bozdu. Mejdi, savunmanın sigortası. Rakip zayıf olunca, kolayca atakları kesmesini başardı. Duran toplarda ileri çıkarak gol de aradı.

Yasin ve Vakkas’ın hızlı ve hareketli oyunları yanında, çalışkanlıkları ve gole yakın olmaları Yeşilova için her zaman kazanç. Ama hep yazdım, bir kez daha yinelemek istiyorum; Keşke Chibuzor’un yerine, orta sahaya Aksel’in yanına bir oyun kurucu alsalardı.

GHE, artık gelecek sezonun takımına deneyim kazandırmak için sahaya çıkıyor dersek, hata yapmış olmayız. On iki dakikada üç gol yemelerine rağmen oyun sistemlerini bozmadılar. Yani katı savunma yapmak yerine, ileride çoğalarak golü düşündüler. Düşündüler de, Chibuzor’un yerine forvette oynayan Ayden bu iş için uygun değil. Zafer ve Ayden ile ilk yarı golü düşündüler ama bir duran top dışında rakip kalede tehlikeli olamadılar. O topta da, savunmadan çıkıp gelen ve GHE’in belki de Süper Lig kalitesindeki nadir oyunculardan olan Ali kafa ile golü attı. GHE’in, Süper Lig takımı olmadığını daha ilk maçta yazmıştım, yanılmadığım bu haftaya kadar geçen her maçta görüldü.