Lider belki de bu yılki en kolay karşılaşmasını oynadı. Hiç kuşkusuz bunun en önemli nedeni Mormenekşe takımının sahada sergilediği performanstı.

Bir takım  bu kadar oyunun dışında kalabilir mi?  Rakibe bu kadar alan bırakabilir mi? Temassız oynayabilir mi? Tüm bu ve bunun gibi soruların tek bir cevabı vardı.. “EVET”

Rakibe bu kadar vermeyeceksin. Eğer verirsen oyuna asla ortak olamazsın. Cihangir rakibinin ikramları karşısında kendi oyun planından asla vazgeçmedi. Taktiksel disiplinine bağlı kaldı. Boş alanları son derece etkili kullandı. Pas ve kontrol pas yaptı ve bu sayede geçişleri çok hızlı yapıp topu üçüncü bölgeye taşıdı. Bu alanda Babacar, Meye ve Ebuka’nın yaratıcılığı ve bireysel becerileri sayesinde oyunu çok erken koparttı.

Tempo, Cihangir’in en büyük silahıydı ve maç boyunca hiç düşürmedi. 

Savunmadan çıkarken ilk adres boş alana çıkıp top isteyen Sercan ve Yakup’tu. Buna Berhan ve Uğur Gök kanat koşuları ile de destek verdi. Mormenekşe blokları arkasına yapılan toplu ve topsuz sızmalar farklı galibiyetin diğer önemli bir detayıydı.

Ben, en azından bu pas trafiğini kesecek bir oyun anlayışı bekledim. Eğer oynayamazsam, en azından oynatmayım planını devreye sokmak gerekirdi.

İki takımın kadroları arasında çok ciddi fark var. Ama bence bu maçtaki kötü performansın tek nedeni bu olamaz. 

Mormenekşe savunma bloğu kendi ceza sahası önünde bekledi. Geride kalanlar ise rakip alanda kaldı. Daha yakın oynayıp baskı yapılan alana destek vermek bu kadar geniş alanda imkansızdı. 

Bir tepki, reaksiyon bekledim, o da olmadı. Kısacası Mormenekşe maça ortak olmak veya oyunu dengelemek adına hiçbir şey yapmadı. 

Cihangir takım olarak ofansif ev defansif anlamda mükemmel bir performans ortaya koydu. Futbolcular arasındaki iletişim üst düzeydeydi. Top kayıpları sonrası anında verilen tepki ve topu geri kazanma baskısı harikaydı. Cihangir, boşta kalan, uçan-kaçan tüm topları aldı. Tabi ki  Mormenekşe’nin aceleci pasları da topun geri kazanımına katkı sağladı. 

Hasan Ulukök’ün, santra çizgisinden aldığı topu yaklaşık elli metre dripling yapıp gole çevirmesi aslında maçın özetiydi.